Bu defa öyle bir rezalet ortaya çıktı ki, ne denir nasıl anlatılır bilemedik. Zira rezalet bir yandan, skandal bir yandan, ihanet bir yandan ama can güvenliği boyutu apayrı bir dava…
Tahliye tarihlerinin tıpkı diğer Hizbullahçı sanıklar gibi 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden hemen önceye denk geldiği isimler hiçbir zaman gerektiği kadar gündeme gelmemiş ve oluşturulan havuz medyası sebebi ile de durumun vahametine de hiçbir zaman gereken önem verilememişti.
Bu oy ve politika tahliyelerinin en ilginç boyutu ise bugün gündeme düştü. 1992-2001 yıllarında 91 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutularak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan, terör örgütü Hizbullah’ın şura üyesi Mehmet Salih Kölge’nin de tahliye edildiği dehşet içerisinde öğrenildi.
Kölge, örgütten ayrılıp, bir konsomatrisle evlenen eski Hizbullah üyesi ile kadını infaz ettikten sonra bir evin bahçesine gömdürmesi ile medyada geniş yer bulmuştu.
2000 yılında İstanbul Beykoz’da öldürülen Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun yardımcısı ve şura üyesi Mehmet Salih Kölge’nin de yeniden yargılama kapsamında tahliye edildiği ortaya çıktı.
Gaffar Okkan suikastı sonrasında gizlendiği hücre evinde yakalanan Kölge, Ağır Ceza Mahkemesinde 6 yıl süren yargılama sonucu sonunda 91 kişinin ölüm emrini vermek, işkenceli ve domuz bağlı sorgulara katılmak suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmış ve Yargıtay tarafından oy birliğiyle onanınca da hüküm kesinleşmişti.
157 SİLAHLI EYLEMDE 91 CİNAYET VE 66 YARALAMANIN FAİLİYDİ
Yargıtay kararında sanığın, Gaziantep, Şırnak, Mardin, Batman ve bağlı ilçelerinde 157 silahlı eylemde 91 vatandaşın öldürülmesinden sorumlu olduğunu, 66 kişinin yaralandığı eylemlerin de emir ve talimatını verdiği bilgisi yer alıyordu.
AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) KARARININ, BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL DE HİZBULLAH TAHLİYELERİ İÇİN TANINMASI TRAJİKOMİK OLDU!
Hükümlü Mehmet Salih Kölge yargılandığı mahkemeye yeniden yargılama talebiyle başvurunca ricası kırlmayarak, dosyası yeniden ele alındı. Mahkeme, “sanığın AİHM ve AİHS normlarına göre, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, davanın makul süre içinde sonuçlandırılmadığını, yargılama sırasında heyette askeri yargıç bulundurulduğu gerekçesiyle” sanığı, yeniden yargılama kapsamında “TAHLİYE” etti.
Bu arada tahliye tarihinin ise hatırlanacağı üzere tıpkı diğer Hizbullahçı sanıklar gibi 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden hemen önceye denk gelmesi ise öğrenenler, öğrenebilenler ve düşünebilenler için hem dikkat çekici hem de kelimelere sığmaz şekilde rezalet oldu.
TAHLİYE EDİLEN HİZBULLAHÇININ MEDYAYA YANSIYAN MAGAZİNSEL SUÇU İSE ŞÖYLEYDİ;
Mardin Nusaybin’de Kitabevi işletirken terör örgütü Hizbullah ile tanışıp kısa süre içinde örgüt şurasına yükseldiği belirtilen Kölge, Hüseyin Velioğlu’na bağlı olarak hücre evlerindeki bilgi-işlem merkezinde kriptolu dokümanları bilgisayarlara yüklüyordu.
Velioğlu’nun ölümünden Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ı sorumlu tutarak suikast kararının alındığı şura toplantısına katılan Kölge, Yargıtay kararında, Gaziantep’teki bir gazinoda konsomatrislik yapan kadını da eski bir Hizbullahçı ile evlendiği için sorgulayıp her ikisini öldürüp evin bahçesine gömdüğü ve üzerini betonla kapattığı bilgisi yer alıyordu.
Buna göre, pavyonda Gözde adıyla konsomatrislik yapan Özgür Elmas’ın gece hayatına veda edip Hizbullahçı Salih Karaaslan ile evlenip yuva kurmak için kendi geçmişine tövbe edip başını türban takarak kara çarşaf giyindiğini, Karaaslan’ın evlilik için sorumlusu olan sanıktan izin istediği, sanık Kölge’nin ise “Cemaat bu rezalete izin vermez. Sen Müslümansın. Ya bu kadını terk edersin, ya da ikiniz de ölürsünüz” demişti.
Buna rağmen kadınla nikah kıyıp evlenen Salih Karaaslan ile Özgür Elmas’ın, Gaziantep’te bir evin bodrumunda Mehmet Salih Kölge tarafından işkenceyle sorgulanıp domuz bağıyla boğulduğu öğrenilmişti. Yargıtay, bu durumu bilen Salih Karaaslan’ın ağabeyi Mehmet Ali ile kuzeni Hamza Karaaslan’ın polise şikâyette bulunabileceğinden endişe eden sanığın, konuşma bahanesiyle aynı evin bodrumuna çağırıp boğarak öldürdükten sonra üçünün cesedini evin bodrumuna gömerek üzerini betonla kapattığı, konsomatris kadının cesedini de “Namahrem” olduğu gerekçesiyle Kahramanmaraş yolunda boş araziye gömdüğü bildirerek kayıtlara geçirdi. Cesetlerin sanığın yer göstermesiyle bulunmuştu.