“İstanbul halkının parasıyla Amerika’da tez yaz, ülkenin kurucusuna diktatör de, Hitler ve Mussolini’yle aynı örnek içine koy.. Ne güzel.. Tarih bilmiyor, siyaset bilmiyor, en kötüsü de ahlak bilmiyor..”
Ravza Kavakçı ve Merve Kavakçı’nın vatandaşın parasını haksız ve usulsüz “burs” adı altında alması ve aldığı burs ile de eğitim gördüğü üniversitede yazdığı tez Atatürk’e ve Cumhuriyet’e hakaretlerle dolu çıktı. Kavakçıların adeta ülke ve ülke halkı ile dalga geçtiği burslu tezleri ise duyanın ağzını açık bıraktı.
Tezi gündeme getiren ise CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba oldu. Ağbaba sosyal medyada Kavakçıların Atatürk’e ve Cumhuriyet’e nefret kustuğu tezi şu sözlerle paylaştı.
“Ravza Kavakçı ve Merve Kavakçı
- İkisi de Howard Üniversitesi’nde tez yazdı.
- İkisinin de tez içerikleri benzer.
- İkisinin de tez danışmanı aynı kişi.
İstanbul halkının cebinden 2 milyon 161 bin lira burs alıp güzel bir tez yazmış. Peki, ne yazdığını merak ediyor musunuz?”
THE FAMILY: “KAVAKÇI HANEDANI” KİM? ÖNEMİ NE?
Ağbaba burslu nefret tezi ile ilgili bir sonraki paylaşımında ise “Cumhuriyet nefreti öyle işlemiş ki içlerine. Tezin nerdeyse yarısı Atatürk kiniyle dolu. “Despot” demiş, “dikta” demiş; Mussolini’yle, Hitler’le örnek göstermeyi de ihmal etmemiş” yazdı.
Bunun üzerine Kavakçılar hakkında yapılan araştırmada Merve Kavakçı ile ilgili olarak birçok kullanıcı ile birlikte araştırmacı gazeteci Celal Eren Çelik tarafından THE FAMILY: “KAVAKÇI HANEDANI” başlığı ile şu detaylar paylaşıldı;
THE FAMILY: “KAVAKÇI HANEDANI”
“Herkes O’nu Fazilet Partisi’nden Türkiye’nin ilk “Başörtülü milletvekili” seçilmesi sonrası TBMM’deki yemin töreninde yaşanan yemin krizi ile tanımıştı…
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in “Burası devlete meydan okunacak yer değildir…Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz” ifadeleri ile tarihe kazınan o konuşmasını yaptığında Meclis genel kurulu karışmış ve Merve Kavakçı, Meclis Genel Kurulu’ndan ayrılmak durumunda kalmıştı.
Sonra adeta “Siyasal İslam” geleneğini “Mağduriyet” sembolü haline getirilen Merve Kavakçı önce çıkarıldığı Türk vatandaşlığına geri alındı, hemen sonrasında ise Malezya’ya büyükelçi olarak atandı… Kendisi ile birlikte kızları, kardeşleri, damadı artık devletin en önemli kadrolarındaydılar…
Ve son olarak KAVAKÇI AİLESİ bu kez AKP’li vekil Ravza Kavakçı’nın İBB’den aldığı ballı burs ile gündeme gelirken, gariban üniversite öğrencileri kredi borçları için icra yerken Ravza Kavakçı “Herkes gibi başvurdum bursumu aldım” diye gayet rahat rahat anlatıyordu olan biteni.
PEKİ KİMDİ VE ÖNEMİ NEYDİ MERVE KAVAKÇI’NIN?
Kendisi ve aile efradına gösterilen sadece AKP içerisinde bir “Ahde vefa” örneği miydi? Yoksa Merve Kavakçı bir “sembolden” çok çok daha ötesi miydi?
Peşrevi kısa kesip, girizgahı çok uzatmayalım o zaman…Evet sizler hazırsanız biz de hazırız…İşte başlıyoruz, çayı kahveyi kapan gelsin…
Tarih yapraklarını 1974’e sarıyoruz…
1974 yılında Türkiye’de üniversitelerde ilk türban eylemleri kendisini göstermeye başlamıştı. Eylemlerin en yoğun olarak yaşandığı üniversitelerden bir tanesi ise Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ydi.
Bu üniversitede eylemlerin bu denli yoğun olarak yaşanmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi ise Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Kavakçı ve aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan eşi Gülseren Kavakçı’nın protestoları en öne safta destekliyor oluşuydu.
Kızları Merve Kavakçı ile birlikte Erzurum’da yaşayan Gülseren Kavakçı-Yusuf Ziya Kavakçı çifti protestolarda o kadar öne çıkmıştılar ki bir süre sonra Gülseren Kavakçı üniversitedeki görevinden atıldı.
Tarih yaprakları 1982’yi gösterdiğinde ise Prof.Dr.Yusuf Ziya Kavakçı çok “ilginç”(!) biçimde “Yetkilerini keyfi kullanmak” gerekçesi ile üniversitedeki görevine son verildi.
1982’de görevine son verilen Prof.Dr.Ziya Kavakçı soluğu Amerika Birleşik Devletleri’nde alacaktı.
TEXAS’a giden Prof.Dr.Ziya Kavakçı burada enteresan ilişkiler kurmaya başlamıştı. O dönem “Cemaat” olarak isimlendirilen FETÖ’nün ABD’de en etkin olduğu eyaletlerden bir tanesi olan TEXAS’ta yine Gülen Hareketi’nin TEXAS’taki en etkin “STK”sı konumundaki Cosmos Vakfı ile çok yakın ilişkileri olan Islamic Association of North Texas’ta üst düzey yönetici olarak görev yapmaktaydı etkin bir ilişkiler ağı kurmuştu.
BURADA ŞÖYLE 2 DAKİKA DURALIM…
ABD’de kurulu olan ve Dünya’nın en büyük 10 hukuk bürosundan bir tanesi olan bir hukuk bürosu var, adı: K&L Gates…
Bu hukuk bürosunun sahibi Bill Gates’in babası William H.Gates…
2018 yılında bu K&L Gates hukuk bürosu önemli bir transfere imza attı ve Lee Stapleton’u bünyesine kattı… Bu değerli avukat Baker&Mc Kenzie Hukuk ofisinden transfer edildi.
Transfer olmasını sağlayan ve kendisini “parlatan” olay ise Rıza Zarrab’ı itirafçı olmaya ikna eden avukat olarak tanınması… Baba “Gates”in küresel hukuk firması Zarrab’ı itirafçı olmaya ikna eden avukatı “Transfer” edip sistem içerisinde “ödül” verirken, aynı tarihlerde Dünya’nın en zengin insanlarından olan Microsoft’un kurucusu oğul Bill Gates’de ilginç bir bağış yapıyordu…
Bill Gates, hani Merve Kavakçı’nın babası Yusuf Ziya Kavakçı’nın yakın ilişkide olduğu Gülen’e bağlı Cosmos Vakfı vardı ya… İşte bu vakfa Bill-Melinda Gates Fonduation üzerinden tamı tamına 10 milyon 550 bin dolarlık bağış yapıyordu…
Devam edelim efendim bu “dip notu” ekledikten sonra…
Öte yandan işte bu COSMOS VAKFI ile yakın ilişkileri olan Islamic Association of North Texas’ın Dallas’ta gerçekleştireceği en önemli proje olan “İSLAM KÖYÜ” projesinin başına da “İmam” sıfatı da eklenerek Yusuf Ziya Kavakçı getirilmişti.
1982’de ABD’de TEXAS’a yerleşen baba Yusuf Ziya Kavakçı’nın yanına Ankara Tıp Fakültesi’ni kazanmasına rağmen 2 yıl sonunda “başörtüsü” sebebi ile okulu bırakan kızı Merve Kavakçı gelecektir.
Merve Kavakçı ABD’de kısa süre sonra ABD vatandaşı olan Ürdün asıllı Ali Ahmad Abushanab ile hayatını birleştirerek ABD vatandaşı oldu… Bu Ali Ahmad Abushanab ismini de bir köşeye not edin, döneceğiz zira kendisine….
Tabii ABD vatandaşlığı şu an Sn.Kavakçı Türkiye’nin büyükelçisi olarak görev yaptığı için ayrıca önem arz etmekte… Zira ABD vatandaşı olurken edilen bir yemin var…
Efendim ABD vatandaşı olurken aynen şu cümleler ile yemin ediyorsunuz:
“Burada, önünüzde, şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiiyeti ve egemenliğini reddettiğime; bundan böyle ABD Anayasası’nı ve yasalarını iç ve dış düşmanlara karşı savunacağıma; ABD’ye bağlılık ve sadakat göstereceğime; kanunun gerektirdiği hallerde ABD ordusuna hizmet vereceğime; kanunun gerektirdiği durumda sivil yönetim altında ulusal önemi olan işlerde çalışacağıma ve bu yükümlülükleri özgür bir şekilde, akıl sağlığım yerinde ve samimi olarak üstleneceğime yemin ederim. Tanrı yardımcım olsun”
Evet Merve Kavakçı bu yemini ederek ABD vatandaşı da oluyor ve kısa süre sonra ilk eşi olan Ürdün asıllı Ali Ahmad Abushanab ile de ayrılıyordu…
Ama bu evlilikten olan Fatima Gülham Kavakçı, Erdoğan-Biden görüşmesinde devletin resmi tercümanı yerine Erdoğan’ın yanına aldığı isim olacaktı…”